Ana içeriğe atla

Doğru bilinen saçmalıklar






    İşe fitness’ın tanımıyla başlayalım. Tarihte ilk defa 1859’da “Türlerin Kökeni” teorisiyle Darwin tarafından “bir organizmanın çevre şartlarına uygunluk derecesi, nesli sürdürebilmesi” olarak ifade edilmiş. Yani sanılanın aksine büyük kaslar, atletik beceri ya da düşük yağ oranı değil; ısı tutabilme, susuz idare edebilme, karanlıkta görebilme gibi hayati faktörlerden bahsediliyor. O günden bu yana pek tabii çok şey değişti. Günümüzde fitness birçok spor bağımlısını peşinde sürükleyen, kaliteli, uzun ve zayıf bir yaşam vaat eden bir sektör. Ancak aralarında “Durun bir dakika” diyenler de var. Egzersiz eğitmeni Serkan O. Yimsel, onlardan biri. Amerika’da içine girdiği fitness endüstrisindeki maceralarını Türkiye’de sürdürüyor. Bu alanda 15 yılı geriden bırakan Yimsel, ‘100 Fitness Hurafesi’ adında bir de kitap yazdı. “Fitness hakkında karşıma çıkan sahte kuralları ve kirli bilgileri sorgulayıp gerçeğe ulaşma çabam esnasında bu kitap ortaya çıktı” diyor. İşte gündelik hayatta sıkça karşımıza çıkan doğru bilinen fitness yanlışları...



Yağlar kasa dönüştürülebilir.

    Ne egzersiz yaparak yağları kasa dönüştürebilirsiniz ne de spor bırakıldığında çalışmayan kaslar yağa dönüşür. Kas ve yağ dokuları ayrı türdedir ve birbirlerine dönüşemezler.


            Çok tekrar yağ yakar, az tekrar şişirir.

    Yaptığınız tekrarın, vücudunuzun yağ yakma potansiyeline herhangi bir etkisi yok. Tekrar sayılarınız sadece dayanıklılık gelişiminizi etkiler. Ayrıca ağırlık katsayısını artırıp az tekrarla işe koyulmanın şişmeye neden olduğu inancı da tamamen palavra. İdman sonrası yaşadığınız o dolgunluk hissine sebebiyet veren durumu şöyle özetleyebiliriz; ağırlık yüklemesi başlayınca kan, ihtiyaç olan kasa pompalanmaya başlıyor. Yalancı hipertrofi de denilen bu şişkinlik hissi kas içerisinde geçici olarak kan ve sıvı toplanmasından başka bir şey değil. Zaten birkaç saat içerisinde kendiliğinden azaldığını göreceksiniz.


Koşu bandı ve doğal zeminde koşmak arasında fark yoktur.

    Doğada koştuğumuzda zemindeki ufak yükseltiler, çukurlar gövdenin her yerindeki irili ufaklı kasları uyararak her adımda farklı kasılmalar sağlar. Ancak sürekli aynı düzlükte ve yön değiştirmeyen bir zemindeyken özellikle bacaklarımızın arkasındaki kaslar tembelleşir.




Belli bir egzersiz her seferinde aynı kasları çalıştırır.


    Egzersizi kişinin idmanın sonunda, ortasında ya da başında yapıyor olması, o egzersizin kaslara tamamen farklı bir egzersizmiş gibi etki etmesine neden olur. Yorgunluk ve yük derecesi de farklı kasları farklı oranda etkiler.


Kaslar şekillendirilebilir.


    Egzersizlerle kasları yuvarlaklaştırmak, kareleştirmek, ayırmak, arasını doldurmak mümkün değildir. Pilates gibi disiplinlerin uzun ve zarif kas gelişimi sağladığı, ağırlık çalışmalarının kaba bir görünüme neden olduğu da yanlış. Kaslarınızı büyütebilir ya da küçülmesine neden olabilirsiniz. Fakat hangi şekli alacaklarını genetiğiniz belirler.

İdmanların uzunluğu ne kadar fazla ise verim de o kadar fazla olur.


    İlk ve en önemli husus, egzersizin bir tür stres faktörü olduğudur. Her spor yaptığımızda vücutta fizyolojik bir stres oluşuyor ve bu esnada kemik basınçları, eklem zorlamaları, tendon gerilmeleri, kas demetleri üzerinde mikron seviyede yırtılmalar ve daha birçok benzeri biyolojik ve metabolik yıkımlar meydana geliyor. Bir diğer husus idmanın; çalışma ve dinlenme ikilisinden bir araya geldiği. Yani vücudun alacağı asıl gelişme sadece spor esnasında değil, yapılan her aktivite sonrası vücuda tanınan dinlenme esnasında oluyor.


Kardiyovasküler egzersizler sağlık için ağırlık çalışmalarından daha faydalıdır.


    Uzun yaşamak isteyenler kalpleri için daha iyi olduğu söylenen uzun ve yavaş tempoda yapılan yürüyüş ya da bisiklet gibi egzersizlere yönlendiriliyor. Oysa sağlık açısından herhangi bir tür egzersizin diğerinden daha üstün olduğunu gösteren bir araştırma yok.


Spordan sonra kaslarımız ağrımamışsa gelişme olmamıştır.


    Ağrılar çalışmanın etkili olup olmadığının bir tespiti değildir. Kuvvet gelişimi ve kas büyümesine de işaret etmez. Vücut harekete aşinaysa acı çekmeyebilir ancak egzersizin faydasını görür.


Göbek ve kalça inceltmek için mekik çekip basenlere yönelik egzersizler yapılmalıdır.


    Vücuttaki herhangi bir kası geliştirmek istiyorsanız o bölgedeki kasları çalıştıran egzersizler yaparsınız. Ancak bölge bazlı yapılan egzersizler maalesef o bölgedeki yağları eritemez. Yani bol bol mekik çekerek karın yağlarını azaltamaz, saatlerce kalça egzersiziyle yağlı bacakları inceltemezsiniz. Yine benzer şekilde “Sopa çevirmek yan karın yağları için en etkili egzersizdir” iddiası da doğru değil.


Sporu bırakınca kaslar sarkar.


    Sarkmaz. Sarkma görüntüsü kası saran cildimize has bir olaydır. Özellikle yaşlanmayla ilgili değişimler bundan sorumludur.







http://www.haberturk.com/yazarlar/pinar-erbas/1012070-dogru-bilinen-10-fitness-hurafesi Alıntıdır



kas,bodybuildg,body,fitness,doğru,bilinen,yanlışlar,doğru bilinen yanlışlar,sarkar mı,kaslar,baklama,sporu bırakmak,sporu bırakınca sarkar mı,yanlış bilinen doğrular,doğru bilinen yanlışlar,spor kazaları,yanlışlar,spor,fit

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni Başlayanlar İçin : Dirty Bulking Nedir ?

Dirty Bulking nedir?     Bu bulking çeşidini uygulayan vücut geliştirmeciler aldıkları besinlerin kalori oranlarına dikkat etmezler.Onlar için amaç bu dönemde maksimum oranda hacim olarak büyümektir.Dirty bulking sistemini uygulayan sporcuların vücutlarına aldıkları karbonhidrat miktarları Clean Bulking yapan vücut geliştirmecilere oranla daha fazladır.Ayrıca vücut geliştirmeciler dirty bulking yaptıklarında güçlerini daha çok hissederler.Karbonhidrat alımını fazla olarak yaptıklarından idman sırasındaki enerjileri maksimum seviyede olur.Bu kilo alma şeklinde dirty denmesinin sebebi sağlıksız besinlerinde tüketilmesine izin vermesidir.Temel amaç protein değerleri yüksek olan besinler tüketmektir fakat bu şekilde alınabilecek yağlarda dirty bulking döneminde önemli miktarda vücuda alınır.         Vücut Geliştirmecilerin Dirty Bulking dönemlerinde en çok kullandıkları besinler nelerdir? -Pizza -Hamburger -Kek ve fazla şeker içermeyen tatlılar Dirty Bulk

Makro ve Mikro Besinler Nedir ve Nasıl Sayılır?

M akro ve Mikro Besinler Nedir ve Nasıl Sayılır?     Kulağımızı en az bir kez çalınmıştır bu makro veya mikro besinler ama ne olduğunuda biliyormuyuz? Öncelikle adından bir çağrışım yapılabilir makro besinler büyük monomerli(yapı taşılı.) mikro besinler ise küçük monomerli yani makrolar yağ,karbonhidrat,protein ve çok karbonlu şekerler(basit olmayan), mikro besinler ise vitamin-mineral ve basit şekerler, peki bunların eksikliğinde ciddi sorunlarda ortaya çıkabilir en basidinden yapıcı ve düzenliyici olan vitamin-mineral eksikliğinde hormonlar düzgün çalışmaz ve bir takım hastalıklara sebep olur, bunlarıda doğalkaynaklardan karşılamanız daha iyi çünki piyasada satılan vitamin tabletler labratuvarlarda sentetik olarak üretilmekte ve beden tarafından hiç bir şekilde işlenemeden atılır hemde bir kaç meyve sebze yemek size zarar vermez aksine hem karın doyurur hemde sağlığınıza iyi gelir     Gelelim asıl konumuza makrolar yani proteinler,yağlar ve karbonhidratlar nasıl sayar

Yeni Başlayanlar İçin : Doğru Ağırlık Seçimi

Yeni Başlayanlar İçin : Doğru Ağırlık Seçimi     Fitness veya vücut geliştirme antrenmanları esnasında sıklıkla akla takılan sorulardan bir tanesi kullanılması gereken ağırlıkların kaç kilogram olması gerektiğidir. Aklımızı meşgul eden bu soru ve devamlı deneme yanılma yapılması, kullanılan ağırlıkların not olarak kaydedilmemesi zaman kaybına sebep olur. Bu zaman kaybı da kaslarımızın yavaş gelişmesine yol açar. Oluşan zincirleme tepki antrenman psikolojimizi kötü etkiler, performans düşüklüğüne ve ağırlık sporundan uzaklaşmamıza neden olur. Bunlardan dolayı antrenmanlar esnasında seçtiğimiz ağırlıklar önemlidir.     Seçeceğimiz ağırlıklarda kilit nokta ne kadar yüksek olduğu değil, bizi ne kadar ağırlığın geliştireceği olmalıdır. Salonlarda, internet videolarında gördüğümüz inanılmaz ağırlıkları kaldıran insanlara özenip gereğinden fazla ağırlıkları barlara yüklemek bize artı sağlamak yerine eksi sağlayabilir. En büyük eksisi geri dönüşü olmayan sakatlıklar olabilir. Gelişim